Notice: Trying to get property 'term_id' of non-object in /home2/haksever/domains/nurihaksever.com/public_html/wp-content/themes/clinico/blog.php on line 44
Double Sidebars – Sayfa 6 – Doç. Dr. Nuri Haksever
Aramak istediğiniz kelimeyi yazınız..
Ara ..

Double Sidebars

3 Kasım 2016

Fizik boyutta oluşan olumlu veya olumsuz değişiklikler enerji boyutunu etkilediği gibi enerji boyutunda oluşan değişimler de fiziksel boyutta hastalıklara ve iyileşmeye sebep olur.

Gelişen teknolojinin bize en büyük armağanı, insan vücudunun fizik görüntüsünün yanı sıra enerji boyutunun da olduğuna dair bilgidir. İnsan vücudunda herhangi bir sorun saptadığımızda veya daha bozukluk saptanmadan enerji sisteminde bozulma mevcuttur.

RYODORAKU yöntemine dayanan bu sistem ile organların enerjisi değerlendirilir. El bileği ve ayaklarda meridyenlerin üzerinde mevcut 24 noktadan alınan elektriksel ölçümlerle, organizmanın genel durumu hakkında bilgi edinilir ve belirti vermeyen olguların tespit edilmesine olanak sağlar. Belirti vermemiş olgularda tanı ve tedavi amacıyla kullanlır.

alt

Hastalıklara ve sağlığa bütünsel bir yaklaşım sağlar. Vücutta parazit, bakteri ve mikroorganizmaların bulunma olasılık ve oranlarını gösterir.Bu ölçümler sonucunda organların sahip olduğu enerji anlaşılır. Kısa dönem ve uzun dönemde ortaya çıkacak hastalıklar önceden tespit edilir. Dolayısıyla check-up tetkiki olarak değerlendirilir.

Posted in Check-up ötesi
3 Kasım 2016

İnsan metabolizması biyokimyasal ve biyofizik süreçlerin toplamıdır. İnsandan insana ve yaşamın bir döneminden diğer bir dönemine değişir. Buna ek olarak, fiziki veya zihni stres gibi pek çok gerçek sağlık durumunun kapsamlı bir analizi için; bağışıklık ve hormon sistemi, normal hücre bölünme ve degradasyon sistemi ve serbest radikallare karşı ayrı ayrı detoksifikasyon kapasitesi ile ilgili düzen süreçlerinin gerçek durumu hakkında başka bilgiler de gerekir.
İdeal olarak kapsamlı bir metabolizma analizi, mikro besin eksikliklerini ayrı ayrı tespit edebilmelidir. Böylelikle zarar gören bir metabolik sürecin doğrudan düzenlenmesi için mikrobesinlerin karışımı (önerilen tedaviyle birlikte) önerilebilir. Bu şekilde hastalığın ortaya çıkması engellenebilir ve iyileşme desteklenir. Aynı zamanda keyfi bir kombinasyon veya fazla dozajdan kaçınılmış olunur.

Bugüne kadar metabolizma analizi için tek organ fonksiyonunun, bağışıklık ve hormon sisteminin, lipit ve mineral metabolizmasının oldukça pahalı laboratuvar analizleri gibi pek çok çeşitli analiz kullanılmıştır.

CRS Analiz Sistemi, hücresel metabolizmanın düzenini belirlemek için kansız kan tahlili yapabilmektedir. Bir tarama sistemi sunan ölçüm aletidir. Aynı zamanda çocuklar için de çok uygundur. Görüntüleme metodu kan örneği gerektirmez ve acı vermez. Anında vücudun metabolik durumunun grafiksel bir değerlendirmesi elde edilir. Metabolizmadaki aksaklıklar hastaya gösterilebilir, tedavi yaklaşımları belirtilebilir ve tedavinin aşamaları gösterilebilir. Yapılan tedavinin vücut üzerindeki olumlu veya olumsuz etkileri gözlenebilir.

Bedenen ve zihnen yoğun çalışan iş adamı, sporcu ve öğrencilerin konsantrasyon, odaklanma, fiziksel ve zihinsel yetilerinin yükseltilebilmesi, enerji kazanabilmesi, beslenmenin düzenlenebilmesi, metabolizmanın doğru çalışabilmesi için vücutlarının ihtiyacı olan vitamin, mineral ve fito besleyicilerin tespit edilmesi gerekmektedir.

Vücudun metabolik durumunun grafiksel değerlendirilmesi yapılır.. Bu bireysel değerlendirme ile metabolizmadaki dengesizliği ve olası hayati önem taşıyan mikrobesin (Antioksidanlar, vitaminler, minaller…) eksiklikleri tespit edilir. Beslenme seçici bir şekilde yüksek kaliteli besin takviyeleri ile uyumlu hale getirilebilir.

CRS® sistemi hangi ölçüm sonuçlarını sağlar?

Özellikle sigara kullananlar, sporcular, üst düzey yöneticiler, işadamları, öğrenciler, sanatçılar, politikacılar zihinsel olarak gergin ve stresli olan kişiler ve de dengesiz beslenmeye sahip kişiler oksidasif strese maruz kalırlar. Oksidasif strese maruz kalan kişilerde oluşan hücre dejnerasyonu kansere kadar yol açan ciddi hastalıklara neden olur.

CRS sisteminin yaptığı kapsamlı bir metabolik analiz ile bağışıklık ve hormon sistemi, normal hücre bölünme ve parçalanma sistemi, serbest radikallere karşı detofikasyon kapasitesi ile ilgili süreçlerin gerçek durumu hakkında bilgi edinerek bireyin ideal mikro besin eksiklikleri tespit edilerek, hastalığın ortaya çıkması engellenebilir ya da iyileştirilebilir.

Takip ölçümleri yoluyla metabolizmanın optimizasyonu ve tedavi süreci kolaylıkla izlenebilir ve ihtiyaç halinde düzeltilebilir.

CRS® sistemi nerede kullanılır?

•Kişisel sağlığın korunması

•Mesleki hastalıkların önlenmesi

•Besin etkilerinin metabolizma üzerindeki etkilerinin izlenmesi,

•Tedavi kontrolü,

•Kronik yorgunluk ve azalan performans kapasitesi,

•Artan oksidasif stres ( örn. Sigara kullananlar, akut stres fazları, dengesiz beslenme, fiziksel aktivite)

•Mesleki sporlar ( ralli, basketbol, futbol….) ile aşağıdaki konularda rapor çıkar ve değerlendirme yapılır

•Metabolik asidozdan korunma

•Bağışıklık direnci

•Metabolik düzen

•Fizik çalışma durumu

•Oksidtif stresten korunma

•Zihinsel stres kapasitesi

•Enfeksiyonlu süreçlerden korunma

•Bağ dokusunun durumu

•İltihaplı süreçlerin durumu

•Alerjik aktivasyon

•Hücre yenileme süreçleri

•Hücre azalma süreçleri

•Genel performans kapasitesi

•Mikrobesinsel gereksinim

Motor sporlarında sürücüler üzerinde çok yüksek talepler söz konusudur. Sporcunun başarısında teknik, taktikler ve yoğun antreman kadar bireysel ihtiyaçlara adapte edilmiş konsantrasyonun yanısıra dengeli bir beslenme de önemli rol oynar. Beslenme ve fizik çaba metabolizma üzerinde büyük etkiye sahiptir ve doruk noktadaki sporcu performansları üzerinde ciddi etkiye sahiptir.

CRS Sistemi hücresel metabolizmanın bir analizini gerçekleştirerek, zihinsel esneklik, oksidasif strese karşı korunma konusunda ve formda olma düzeyleri….vb hakkında önemli bilgiler verir.

Yarış başlamadan hemen önce yapılacak bir CRS ölçümü ile sürücünün ideal kapasitesinin herhangi bir zamanda nasıl kontrol ve optimize edileceğini gösterir.

Chris van der drift, 2008 Formula master şampiyonu; ‘ Motor sporunda zihinsel güç, büyük konsantrasyon ve fiziki formda olma yüksek performansın ön koşullarıdır. CRS analizi beslenmemi düzenleyebilmem ve metabolizmamın hayati önem taşıyan maddelere olan ihtiyacını belirleyebilmem için istediğim zaman vücudumun mevcut metabolik durumunu analiz ettirebiliyorum. Bana göre CRS spor başarısı yolunda önemli bir araçtır.’

Posted in Check-up ötesi
3 Kasım 2016

Hastalıklarınıza karşı tedavide çok etkin bir ajan olan globulieyi duydunuz mu?.

Bu sitenin en büyük özelliği, size bir çok kişinin olduğunu bilmediği ve o yüzden de olmadığını sandığı yeni bilgileri göstermek…

Biokimya boyutundan çıkıp biofizik ve quantum fiziği boyutuna geçmek gerekir. Madde sandığımız atomun hareketinden doğan frekansların olmadığı bir ortamda hayatın olmayacağını bilin.

En basit ifade ile siz havuç yediğiniz zaman neden vücudunuzda havuç gözükmüyor? Hiç merak etmediniz mi? “Kimse düşünmüyor, ben neden düşüneyim?” mi diyorsunuz. Bugüne kadar gerçekleri hiç düşünmeden yaşadık. İsteyenler bundan sonra da böyle yaşayacak.

Sizi esas iyileştirecek olan frekanslardır. Maddenin gerçek hali enerjidir ve her şey önce enerji ortamında olur. Sonra biz onu maddde ortamında anlarız. Bu noktada çok enteresan bir durum ortaya çıkıyor. “Maddedeki sorunları da frekanslar ile düzeltebiliriz” gerçeği, bize bir olanak sunuyor. Madem hastalıkların iyileşmesi için madde olarak aldığımız maddeler vücutta frekans halinde etki ediyor. Hastalıkların iyileşmesi için gerekli ilaçları frekans olarak verdiğimizde vücutta çevirme yapmadan direkt etki şansı yakalanıyor.

Fransadan getirttiğimiz globulie frekansları çok kuvvetli bir şekilde tutan bir maddedir. Biorezonans ile tespit edilen veya diğer yöntemlar ile saptanan eksikliklerin frekansları globulieye yüklenir. Sizin bunları günde kaç defa almanız gerektiği bulunduktan sonra üretilen globulie kullanılarak alerji olmadan, kimyasal madde olmadan tedavi olanağını elde ediyorsunuz. Çok pahalı veya bulunamayan maddelerin frekansları yüklenerek destek olarak kullanabilirsiniz.

3 Kasım 2016

Ozonterapi nedir ve hangi tedavilerde kullanılabilir?
Ozon 3 oksijen atomundan oluşan doğal bir gazdır. Kimyasal bir bileşen değildir. Tedavi sürecinde görevini tamamladıktan sonra hammaddesi olan oksijene dönüştüğü için doğaldır ve yan etkisi yoktur.

Mikrop kırıcı, bakteri öldürücü, virüs çoğalmasını önleyici, mantar öldürücü etkisi yüksek bir gaz olan ozon, enfekte olmuş yaraların tedavisinde, bakteri ve virüslerin sebep olduğu hastalıkların tedavisinde kullanılır.

Kan dolaşımını düzenleme özelliğinden dolayı dolaşımla ilgili bozuklukların tedavisinde de kullanılır. Bağışıklık sistemini güçlendirir, yani vücudun direncini arttırır.

Ozonterapi 5 temel alanda kullanılmaktadır:

1.Dolaşım bozukluklarının tedavisi
2.Virüslerin sebep olduğu hastalıkların tedavisinde; örneğin karaciğer hastalıklarından hepatitler, uçuklar.
3.Zor iyileşen enfekte yaralar ve enflamatuar hastalıklarda; örneğin, Bacaklardaki açık yaralar, Enflamatuar bağırsak hastalıkları, yanıklar, haşlanma ve enfekte yaralar, mantar enfeksiyonları.
4.Kanser tedavisinde ilave ya da tamamlayıcı, bağışıklık sistemini güçlendirici olarak .
5.Lipoliz etkisi ve oksijenasyon etkisinden dolayı bölgesel zayıflama ve genel zayıflama (ozon sauna) tedavilerinde de kullanılır.

Uygulama yöntemleri

1.Majör ozonterapi [Major Otohemoterapi] (Hastadan kan alınarak tedavinin yapılması) geriatride (yaşlanmaya bağlı hastalıklar), dolaşım bozukluklarında yeniden canlanmayı sağlamak için, viral kökenli hastalıklarda ve genel bağışıklık sistemi aktivasyonu için kullanılır.

Bu metotla, 50 ila 100 ml hastanın kanı alınır ve ozonla karıştırıldıktan sonra hastaya geri verilir. (Ozon kırmızı ve beyaz kan hücrelerini oluşturan spesifik maddelerle tamamen reaksiyona girer ve böylece vital aktivitelerini = metabolizmayı arttırır. İşte bu aktive edilmiş kan (ozon ya da oksijen değil!) hastaya aynı damar yoluyla tekrar geri verilir.
2.Minör ozonterapi [Minor Otohemoterapi], hastanın 3-5 ml kanı, ozonlandıktan sonra hastaya kalçadan geri verilir. Bu yöntemle spesifik olmayan bağışıklık sistem aktivasyonu yapılır: alerjik hastalıklarda, sedef, romatizmal hastalıklar, fibromyalji ve genel olarak bağışıklık sistemini güçlendirmekte kullanılır.
3.Eksternal tedavi, ozon gazını kapalı bir sistemde özel bir plastik bot (ayaklar ve bacaklar için) içinde dolaştırarak ya da vücudun farklı bölgelerine uygun torbalar ve folyo uygulaması ile gerçekleştirilir. Vücudun tedavi edilecek kısmı önceden su ile nemlendirilir, çünkü ozon kuru bölgelere etki etmez. Bu metot cilt ülserlerini, yaraları, açık yaraları, ameliyat sonrası oluşan lezyonları, shingles (herpes) ve enfekte olmuş alanları tedavi etmekte çok etkilidir.

Diğer yöntemler ozonlu saf su (dental tedavilerde) ve ozonlu saf medikal zeytin yağı (cilt erupsiyonları örneğin egzema, mantar, liken gibi) kullanımıdır.
4.Rektal ozonterapi (Ozon gazının rektal yolla uygulanması) yönteminde ozon gazı direkt olarak hassas bağırsak cidarı tarafından emilir. Bu metot genelde bağırsakların enflamatuar hastalıklarında kullanılır. Ancak son zamanlarda iğnesiz olmasından dolayı genel sağlık desteği ve yeniden canlanma için de tercih edilmektedir. Bu yöntemin en önemli avantajı majör ozonterapi ile aynı etkiye sahip olmasıdır.
5.Eklem uygulaması, Ozonun eklem içi enjeksiyonunda ozon gazı yavaşça eklem içine enjekte edilir. Bu metot ağrılı enflamatuar hastalığı olan ekleme uygulanır, artrit (diz eklem hastalığı gibi), tekrarlayan eklem-kıkırdak hasarı, genel patolojik sertliklerde uygulanabilir.

Ozon nasıl iyileştirir?
Kırmızı kan hücreleri yetersiz oksijen alan bölgelere hızla oksijen taşımaya başlarlar.

Büyüme faktörleri dediğimiz salgıların yapımı artar, bu yolla yara iyileşmesi hızlanır.

Kanda oluşan bazı bileşenler damarların genişlemesine yol açar. Bu da kan dolaşımı yetersiz olan bölgelerin kanlanmasını sağlar.

Nötrofil denilen kan hücrelerinin uyarılması ve sitokin sentezinin artması, immün sistem denilen bağışıklık sistemini güçlendirir. Ozonlanmış lökositler ise lenfatik sistemde baskılanmayı ortadan kaldırıp, sistemi aktif hale geçirir.

Kemik iliği, aldığı uyarılarla yeni hücre yapımına başlarken hasarlı organ ve dokuların rejenerasyonu gerçekleşir.

Endokrin (iç salgı) ve merkezi sinir sistemi, aldığı uyarılarla metabolizmayı hızlandırır.

Ozon hücre elemanlarını ve enzim sistemlerini uyararak vücudun kendi antioksidan korumasını hızlandırır. Antioksidan enzimlerin kanda süratle artması vücudun kendisine zararlı olan gelişmeleri önler. Bu sayede çeşitli yollarla insan bedenine girmiş veya metabolizma sonucu üretilmiş olan ama insan sağlığına zarar verebilecek kimyasallar bertaraf edilir.

Özetle

1.Kanın oksijen taşıma kapasitesini artırır
2.Tüm vücutta kan dolaşımını düzenler
3.Bağışıklık sistemini güçlendirir ve düzene sokar
4.Virüs, bakteri ve mantar enfeksiyonlarını iyileştirir
5.Metabolizmayı düzenler, homeostasis denilen vücudun iç dengesini sağlar
6.Hücre yenileyici ve antioksidan etkileri vardır
7.Vücudu toksinlerden arındırıcı etkisi vardır.

3 Kasım 2016

Radionik işlevini anlamak için öncelikle belki bugüne kadar duymadığımız veya düşünmediğimiz bilgilere ihtiyacımız olacaktır. Fakat daha önce, konuyu daha rahat kavramanız için bildiğimiz ama farkına varıp bağlantı kuramadığımız bilgileri vereceğim. Bazı kişiler için bu bilgiler dahi anlaşılmaz olabilir ama evren, biz farkına varmasak da olması gerekenlerin olduğu bir yerdir.

Hayvan besleyenler daha iyi bilirler. Bir koku vardır ve hayvan uzaklaşsa bile o koku uzun süre kalır. Hatta bazı insanlar ter veya başka koku duyarlar ve kişi uzaklaşsa bile o koku uzun süre kalabilir, özellikle havalandırılması bozuk olan yerlerde.

Yukarda verdiğim bilgileri biliyorsunuz. Çünkü 5 duyumuzla algılıyoruz. Bazen tüm dünyaya hükmetmeye çalışan insan, duyuları ile hissedemediği şeyleri yok sayma eğilimine girebilir. Duyduğumuz kokuyu bu nedenle açıklayabiliyoruz. Kokuya neden olan moleküller burunda koku reseptörleri ile etkileşerek vücuda girer ve biz onları algılarız. Peki, bizim duymadığımız kokular olabilir mi?

Feromenleri hiç duydunuz mu? Bunlar bir hormondur. Fakat organizma içine salgılanmaz, organizma dışına salgılanarak organizmaların birbiriyle haberleşmesini sağlar.

Değişik yapıda hormonlar vardır. Lokal olarak çalışan otokoid denilen, sinir hücreleri arasında çalışan nörotransmitter denilen ve kanda iletişimi sağlayan hormonlar vücutiçindedirler. Biz feromenleri hissedemiyoruz. Belki koku içinde farklı bir koku olarak algılıyoruz veya “ Elektriğim tutmadı” veya “Elektrik alamadım.” gibi sözler duyuyoruz.

Bizler enerji dünyasında yaşıyoruz, farkına varmasak da… Dev bir enerji denizinde yüzen varlıklar gibiyiz. Balık nasıl suda olduğunun farkında değilse; biz de içinde olduğumuz denizin farkında değiliz ve sadece algı dünyasında yaşadığımız için içinde bulunduğumuz ortamı buna göre tanımlıyoruz. Çoğunluk da bu konuda kafa yormadığı ve incelemediği için herkesin bildiği bir dünyada yaşadığımızı sanıyoruz.

Peki, gerçek nedir? Enerji denizinde yaşadığımızı veya bizim gerçekten bir enerji boyutumuz olduğunu kabul etmeyenler olsa bile; şu gerçek konusunda herkes düşünmelidir.

İnsan vücudu organlardan oluşuyor. Organlar dokulardan, dokular hücrelerden, hücreler moleküllerden, moleküller atomlardan. Yani sonuçta biz atomlar kümesiyiz. Karbon, oksijen, hidrojen ve kimya cetvelinde bulunan birçok elementten oluşuyoruz. Fakat kendimizi et ve kemikten oluşuyor sanıyoruz. Peki , et ve kemik nelerden oluşuyor? Gene atomlardan… Yani bu gerçekten kurtulamıyoruz.

altalt

Peki, atomlar hareketsiz parçacıklar mıdır? Yoksa elektronlar hareket ediyor mu? Eğer ediyorlarsa nasıl anlayabiliriz?

alt

İşte içinde bulunduğumuz evren, atom altı parçacıkların hareketinden oluşan ve onların oluşturduğu frekansları barındıran bir sistemdir.

alt

Yani farkına varmasak, işitmesek, koklamasak, görmesek, tatmasak ve dokunamaz olsak bile frekanslar var. İnsan bedeninin yaydığı bu frekansalar aura olarak görüntülenebiliyor. Eğer bir insanın aurasına girebilirsek, bozuk olan frekansları tespit edip düzeltebiliriz. İşte radionik budur. Bozuk olan frekansları tespit eder ve onları düzenler.Bozulmuş olan dengeyi tamir eder.

alt alt

Hastalıklar öncelikle enerji bedeninde oluşur ve daha sonra fizik bedende hissederiz. Radionikte quantum fiziği mevcuttur. Rupert Sheldrake bu konu üzerinde 1998 yılından beri Princeton Üniversitesi’nde küresel Bilinç Projesi (GCP) adı altında çalışmış ve çok önemli bilgiler açıklamıştır. Bu bilgiler ışığında morfogenetik alanlar tanımlanmış ve evrenin bildiğimizden farklı şekilde olduğu anlaşılmıştır.

Tedaviye yardımcı yöntem olarak kullanılmaktadır.

3 Kasım 2016

Yakın Infraruj ısı ( NIR) Andulasyon Terapi Sistemi kan damarlarını genişleterek ilgili dokuda dolaşımın artmasına neden olarak hücrelere oksijen gönderilmesini sağlayan bir uyarıcı etki oluşturmaktadır.

Dünyada Real Madrid sporcuların başarısı için Andulasyon Terapi sistemini tercih etti.

Türkiye’de FB spor kulübü Can Bartu tesislerinde test çalışmalarına başladı..

THY CIP salonunda yolcularına Andulasyon Terapi sistemini sunuyor.

Dünya ve Olimpiyat şampiyonu Marianne Vos diğer başarılı sporcular gibi Andulasyon Terapiyi tercih etti.

Sağlıklı , kaliteli bir yaşam için günde 15 dakika Andulasyon Terapi…

Eklem Ağrıları

Artrit
Artroz
Osteoporoz
Romatizma
Eklem Ağrıları
Omurga Ağrıları

Disk kaymasına bağlı omurga ağrıları
Dejeneratif omurga hastalığı
Lumbago
Siyatik sendrom
Siyatik ağrılar (Siyatik sendromu)
Bel Ağrısı
Siyatik
Lomber Sendromu
Miyelopati
Sırt Ağrısı
Omurga Darlığı
Spondilitin
Kas Ağrıları

Fibromiyalji
Ense Kasılmaları
Kasılmalar
Kalp ve Dolaşım Problemleri

Ateroskleroz
Sinir Sistemi Hastalıkları

Parkinson (Morbus Parkinson)
Polinöropati
Strese Bağlı Şikayetler

Gerilme
Gevşeme
Stres
Deri Hastalıkları

Dekubitus
Diğer Alanlardaki Şikayetler

Lenf Tıkanıklığı (Lenfödem)

3 Kasım 2016

Rektal insuflasyon: Ozon gazının rektal yolla uygulanması yönteminde ozon gazı direkt olarak hassas bağırsak cidarı tarafından emilir. Bu yöntem genelde bağırsakların enflamatuar hastalıklarında kullanılır. Ancak genel sağlık desteği ve yeniden canlanma için de tercih edilmektedir. Bu yöntemin en önemli avantajı majör ozonterapi ile aynı etkiye sahip olmasıdır.

Eksternal tedavi: Ayak ve bacaklar için Ozon gazını kapalı bir sistemde, plastik poşet içinde dolaştırarak ya da vücudun farklı bölgelerine uygun torbalar, folyolar ile gerçekleştirilir. Vücudun tedavi edilecek kısmı önceden su ile nemlendirilir, çünkü ozon kuru bölgelere etki etmez.

Bu metod cilt ülserlerini, yaraları, açık yaraları, ameliyat sonrası oluşan lezyonları, herpes ve enfekte olmuş alanları tedavi etmekte çok etkilidir.
Özellikle diş hekimliğinde ozonlu saf su ve egzema, mantar, liken gibi cilt erupsiyonlarında ozonlu saf medikal zeytinyağı kullanılır.

Ozonun eklem içi enjeksiyonu: Ozon gazı, yavaşça eklem içine enjekte edilir. Bu metot ağrılı enflamatuar hastalığı olan ekleme uygulanır. Artrit, tekrarlayan eklem-kıkırdak hasarı, genel patolojik sertliklerde uygulanabilir.

Ozonun cilt altı uygulaması: Deri altı yağ dokusunda metabolizmayı aktive edip, dolaşımı düzenlemek ve kilo vermek amacıyla kullanılır.

Vagen içi uygulama: Özellikle cinsel yolla bulaşan hastalıkların tedavisinde kullanılır.

3 Kasım 2016

Minor Otohemoterapi denilen bu yöntemde 3-5 ml hasta kanı, ozonlandıktan sonra hastaya kalçadan geri verilir. Bu yöntemle spesifik olmayan bağışıklık sistem aktivasyonu yapılır.

Alerjik hastalıklarda, sedef, romatizmal hastalıklar, fibromyalji ve genel olarak bağışıklık sistemini güçlendirmekte kullanılır.

3 Kasım 2016

Major Otohemoterapi de denir. Hastadan kan alınarak tedavi yapılır. Geriatride (yaşlanmaya bağlı hastalıklar), dolaşım bozukluklarında yeniden canlanmayı sağlamak için, viral kökenli hastalıklarda ve genel bağışıklık sistemi aktivasyonu için kullanılır.
Bu yöntemde 50 ila 100 ml hastanın kanı alınır. Tam olarak tespit edilmiş ozonla karıştırıldıktan sonra hastaya geri verilir. Ozon kırmızı ve beyaz kan hücrelerini oluşturan spesifik maddelerle tamamen reaksiyona girer ve böylece metabolizmayı arttırır. İşte bu aktive edilmiş kan hastaya aynı damar yoluyla tekrar geri verilir. Yani hastaya doğrudan ozon verilmez.

3 Kasım 2016

Ozon gazı kullanılarak yapılan iyileştirici tedavilere “ozon terapi’’ denilmektedir. 1856 yılından beri kullanılmaktadır. 1977 de vücuttaki etkileri teknik olarak açıklanmıştır. 1998 den beri ülkemizde kullanılmaktadır. Oldukça eski bir tedavi şekli olmakla beraber her geçen gün farklı yararlı etkilerinin bulunması onu yeniden güncel hale getirmektedir.

Ozon tedavi ‘’alternatif tıp’’ değil, aksine etkileri bilimsel olarak yüzlerce çalışmayla kanıtlanmış etkili bir tedavi yöntemidir. ‘’Kan yıkama’’ olarak da bilinir. Pek çok hastalıkta kullanılır.

Ozon terapinin en önemli özelliği, hastaya ve hastalığa özgü olmak üzere vücuda farklı yollarla verilebilmesidir.

OZON NEDİR?

Ozon (O3) yüksek enerjiye sahip güneş ışınlarının normal oksijen moleküllerine (O2) çarpmasıyla ortaya çıkan oksijen atomlarının (O) diğer oksijen molekülleriyle (O2) birleşmesi sonucunda meydana gelen 3 oksijen atomundan oluşan doğal bir gazdır ve normal oksijenden daha az kararlıdır. Kimyasal bir bileşen değildir. Tedavi sürecinde görevini tamamladıktan sonra hammaddesi olan oksijene dönüştüğü için doğaldır ve yan etkisi yoktur. Atmosferi oluşturan azot, oksijen ve karbondioksit gibi temel gazlara göre oldukça düşük oranda bulunan ozon hem iklimi etkiler hem de yer yüzeyindeki canlıların korunmasında önemli rol oynar.

Ozon oksidasyon gücü yüksek bir gaz olduğundan özellikle son yıllarda dezenfeksiyon amacıyla yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Kimyasal bir dezenfektan değildir. Doğal bir dezenfektan oluşu, kullanım alanlarının hızla yaygınlaşmasına ve güvenle kullanılmasına neden olmuştur. 1 gr ozon, 1 m3 suda bulunan mikroorganizmaların tamamını ortalama 5 dakika içinde öldürür. Ozon gazının dezenfeksiyon etkisi, aynı şartlar altında klorunkinden 3125 defa daha fazladır.

OZON ETKİ MEKANİZMASI

Medikal ozon %5 ozon ve %95 oksijen karışımından oluşmaktadır.

Ozonun metabolizmadaki etkisi, konsantrasyonuna ve kullanıldığı doza bağlı olarak değişiklik gösterir. 70-100 mg/ml konsantrasyonlu ozon enfekte yaraların tedavisinde mikroorganizmaların oksidatif etkilerini bozarak etkisini gösterir. Orta dozdaki (40-70 mg/ml) ozonun mikroorganizmaların aktivasyonunu önleyici etkisi vardır.(10-40 mg/ml) arasındaki düşük dozlar, özellikle yaşlılardaki dolaşım bozukluklarında kullanılır.

Vücutta oksijenasyon azlığı kötü sağlığın temelinde yatan en önemli sebeptir. Ozon tedavisi mikro dokuda bozulmuş olan oksijen dengesini yeniden düzenler. Kırmızı kan hücrelerinin elastikiyetini artırır ve kılcal damarlardan geçişini hızlandırarak yetersiz oksijen alan bölgelere hızla oksijen taşınmasını sağlar. Kanın dokulara oksijen bırakma yeteneğini de artırarak organların oksijenlenmesini artırır. Büyüme faktörleri dediğimiz salgıların yapımı artar ve bu yolla yara iyileşmesi hızlanır.

Kanda oluşan bazı bileşenler damarların genişlemesine yol açar. Bu da, kan dolaşımı yetersiz olan bölgelerin kanlanmasını sağlar.

Düşük dozlarda kullanıldığında, vücudun direncini arttırır, diğer bir deyişle bağışıklık sistemini aktive eder. Ozon sayesinde oluşan bu aktivasyona cevap olarak vücudun bağışıklık hücreleri sitokin adı verilen özel habercileri üretir. Nötrofil denilen kan hücrelerinin uyarılması ve sitokin sentezinin artması, immün sistem denilen bağışıklık sistemini güçlendirir. Kemik iliği, aldığı uyarılarla yeni hücre yapımına başlarken hasarlı organ ve dokuların rejenerasyonu gerçekleşir. Hormon ve merkezi sinir sistemi, aldığı uyarılarla metabolizmayı hızlandırır. Hücre elemanlarını ve enzim sistemlerini uyararak vücudun kendi antioksidan korumasını hızlandırır. Antioksidan enzimlerin kanda süratle artması vücudun kendisine zararlı olan gelişmeleri önler. Bu sayede çeşitli yollarla insan bedenine girmiş veya metabolizma sonucu üretilmiş olan ama insan sağlığına zarar verebilecek kimyasallar bertaraf edilir.

Hızla büyüyen kanser hücrelerinin çoğalmasını ve yayılmasını engeller.

Detoks edici özelliği ile vücudumuzdaki kimyasal maddelerin temizlenmesine yardımcı olur.(Kurşun, Civa gibi ağır metal zehirlenmeleri, böcek öldürücüler, ilaç atıkları, asidik maddeler, tarım ilaç kalıntılarının atılmasını hızlandırır.)

Vücudumuzdaki doğal ağrı kesicilerin açığa çıkmasını sağlayarak ağrı kesici özellik gösterir. Kanın kıvamını azaltır, akışkanlığını sağlar, böylelikle damar duvarındaki plakların yumuşamasını ve küçük kan damarlarındaki tıkaçların çözülmesini sağlayarak dolaşımı düzenler.

Ozonterapi 5 temel alanda kullanılmaktadır:
1.Dolaşım bozukluklarının tedavisi
2.Virüslerin sebep olduğu hastalıkların tedavisinde; örneğin karaciğer hastalıklarından hepatitler, uçuklar.
3.Zor iyileşen enfekte yaralarda ve enflamatuar hastalıklarda örneğin; Bacaklardaki açık yaralar, Enflamatuar bağırsak hastalıkları, yanıklar, haşlanma ve enfekte yaralar, mantar enfeksiyonları.
4.Kanser tedavisinde ilave ya da tamamlayıcı, bağışıklık sistemini güçlendirici olarak
5.Lipoliz etkisi ve oksijenasyon etkisinden dolayı bölgesel zayıflama ve genel zayıflama (ozon sauna) tedavilerinde de kullanılır.

OZON TEDAVİSİ İLE VÜCUTTA OLUŞAN DEĞİŞİKLER

• Deri kan dolaşımı artar. Böylece cilt yenilenir, sıkı ve pürüzsüz görünüm oluşur.
• Derinin toksinleri atması kolaylaşır.
• Hücre ve dokulara giden kan dolaşımı düzelir.
• Kanın oksijen taşıma kapasitesi artar.
• Bağışıklık sistemi güçlenir. Enfeksiyon hastalıklarına direnç artar..
• Tansiyon düzenlenir.
• Kan ve lenf sistemi temizlenir.
• Kaslarda biriken toksinler giderilerek kaslar gevşe ve yumuşar, esnekliği artar.
• Eklem ağrıları ve kas rahatsızlıkları iyileşir.
• Hormon ve enzim üretimi normale döner.
• Beyin fonksiyonları ve hafıza güçlenir.
• Depresyon ve sıkıntıyı ferahlatıcı etki görülür. .
• Metabolizma düzenlenir, homeostasis denilen vücudun iç dengesini sağlanır.
• Hücreler yenilenir ve antioksidan etkiler görülür.
• Vücut toksinlerden arınır.

Posted in Bilgi Bankası