Aramak istediğiniz kelimeyi yazınız..
Ara ..

Ozonterapi

3 Kasım 2016

Ozonterapi nedir ve hangi tedavilerde kullanılabilir?
Ozon 3 oksijen atomundan oluşan doğal bir gazdır. Kimyasal bir bileşen değildir. Tedavi sürecinde görevini tamamladıktan sonra hammaddesi olan oksijene dönüştüğü için doğaldır ve yan etkisi yoktur.

Mikrop kırıcı, bakteri öldürücü, virüs çoğalmasını önleyici, mantar öldürücü etkisi yüksek bir gaz olan ozon, enfekte olmuş yaraların tedavisinde, bakteri ve virüslerin sebep olduğu hastalıkların tedavisinde kullanılır.

Kan dolaşımını düzenleme özelliğinden dolayı dolaşımla ilgili bozuklukların tedavisinde de kullanılır. Bağışıklık sistemini güçlendirir, yani vücudun direncini arttırır.

Ozonterapi 5 temel alanda kullanılmaktadır:

1.Dolaşım bozukluklarının tedavisi
2.Virüslerin sebep olduğu hastalıkların tedavisinde; örneğin karaciğer hastalıklarından hepatitler, uçuklar.
3.Zor iyileşen enfekte yaralar ve enflamatuar hastalıklarda; örneğin, Bacaklardaki açık yaralar, Enflamatuar bağırsak hastalıkları, yanıklar, haşlanma ve enfekte yaralar, mantar enfeksiyonları.
4.Kanser tedavisinde ilave ya da tamamlayıcı, bağışıklık sistemini güçlendirici olarak .
5.Lipoliz etkisi ve oksijenasyon etkisinden dolayı bölgesel zayıflama ve genel zayıflama (ozon sauna) tedavilerinde de kullanılır.

Uygulama yöntemleri

1.Majör ozonterapi [Major Otohemoterapi] (Hastadan kan alınarak tedavinin yapılması) geriatride (yaşlanmaya bağlı hastalıklar), dolaşım bozukluklarında yeniden canlanmayı sağlamak için, viral kökenli hastalıklarda ve genel bağışıklık sistemi aktivasyonu için kullanılır.

Bu metotla, 50 ila 100 ml hastanın kanı alınır ve ozonla karıştırıldıktan sonra hastaya geri verilir. (Ozon kırmızı ve beyaz kan hücrelerini oluşturan spesifik maddelerle tamamen reaksiyona girer ve böylece vital aktivitelerini = metabolizmayı arttırır. İşte bu aktive edilmiş kan (ozon ya da oksijen değil!) hastaya aynı damar yoluyla tekrar geri verilir.
2.Minör ozonterapi [Minor Otohemoterapi], hastanın 3-5 ml kanı, ozonlandıktan sonra hastaya kalçadan geri verilir. Bu yöntemle spesifik olmayan bağışıklık sistem aktivasyonu yapılır: alerjik hastalıklarda, sedef, romatizmal hastalıklar, fibromyalji ve genel olarak bağışıklık sistemini güçlendirmekte kullanılır.
3.Eksternal tedavi, ozon gazını kapalı bir sistemde özel bir plastik bot (ayaklar ve bacaklar için) içinde dolaştırarak ya da vücudun farklı bölgelerine uygun torbalar ve folyo uygulaması ile gerçekleştirilir. Vücudun tedavi edilecek kısmı önceden su ile nemlendirilir, çünkü ozon kuru bölgelere etki etmez. Bu metot cilt ülserlerini, yaraları, açık yaraları, ameliyat sonrası oluşan lezyonları, shingles (herpes) ve enfekte olmuş alanları tedavi etmekte çok etkilidir.

Diğer yöntemler ozonlu saf su (dental tedavilerde) ve ozonlu saf medikal zeytin yağı (cilt erupsiyonları örneğin egzema, mantar, liken gibi) kullanımıdır.
4.Rektal ozonterapi (Ozon gazının rektal yolla uygulanması) yönteminde ozon gazı direkt olarak hassas bağırsak cidarı tarafından emilir. Bu metot genelde bağırsakların enflamatuar hastalıklarında kullanılır. Ancak son zamanlarda iğnesiz olmasından dolayı genel sağlık desteği ve yeniden canlanma için de tercih edilmektedir. Bu yöntemin en önemli avantajı majör ozonterapi ile aynı etkiye sahip olmasıdır.
5.Eklem uygulaması, Ozonun eklem içi enjeksiyonunda ozon gazı yavaşça eklem içine enjekte edilir. Bu metot ağrılı enflamatuar hastalığı olan ekleme uygulanır, artrit (diz eklem hastalığı gibi), tekrarlayan eklem-kıkırdak hasarı, genel patolojik sertliklerde uygulanabilir.

Ozon nasıl iyileştirir?
Kırmızı kan hücreleri yetersiz oksijen alan bölgelere hızla oksijen taşımaya başlarlar.

Büyüme faktörleri dediğimiz salgıların yapımı artar, bu yolla yara iyileşmesi hızlanır.

Kanda oluşan bazı bileşenler damarların genişlemesine yol açar. Bu da kan dolaşımı yetersiz olan bölgelerin kanlanmasını sağlar.

Nötrofil denilen kan hücrelerinin uyarılması ve sitokin sentezinin artması, immün sistem denilen bağışıklık sistemini güçlendirir. Ozonlanmış lökositler ise lenfatik sistemde baskılanmayı ortadan kaldırıp, sistemi aktif hale geçirir.

Kemik iliği, aldığı uyarılarla yeni hücre yapımına başlarken hasarlı organ ve dokuların rejenerasyonu gerçekleşir.

Endokrin (iç salgı) ve merkezi sinir sistemi, aldığı uyarılarla metabolizmayı hızlandırır.

Ozon hücre elemanlarını ve enzim sistemlerini uyararak vücudun kendi antioksidan korumasını hızlandırır. Antioksidan enzimlerin kanda süratle artması vücudun kendisine zararlı olan gelişmeleri önler. Bu sayede çeşitli yollarla insan bedenine girmiş veya metabolizma sonucu üretilmiş olan ama insan sağlığına zarar verebilecek kimyasallar bertaraf edilir.

Özetle

1.Kanın oksijen taşıma kapasitesini artırır
2.Tüm vücutta kan dolaşımını düzenler
3.Bağışıklık sistemini güçlendirir ve düzene sokar
4.Virüs, bakteri ve mantar enfeksiyonlarını iyileştirir
5.Metabolizmayı düzenler, homeostasis denilen vücudun iç dengesini sağlar
6.Hücre yenileyici ve antioksidan etkileri vardır
7.Vücudu toksinlerden arındırıcı etkisi vardır.