Aramak istediğiniz kelimeyi yazınız..
Ara ..

Kategori: Bilgi Bankası

3 Kasım 2016

Günümüzde en büyük sorunlardan birsinin iletişim sorunu olduğunu kabul ediyor musunuz?

Dil aslında iletişim aracı olması gerekirken ne yazık ki iletişimsizlik aracı olmuştur. Bir kişi bir şey söylerken beyninden geçen fikri karşı tarafa aktardığını düşünmektedir. Fakat gerçekte öyle mi olmaktadır?

Çoğu zaman karşımızdaki kişi geçmiş tecrübeleri, sahip olduğu bilinç, bilgi düzeyi ve inanca göre oluşturduğu ön yargılarını filtre olarak kullanmakta ve söylediklerimizin anlaşılamaması sorununa yol açmaktadır.

Yaşam koçluğunda da benzer bir durum karşımıza çıkabilir. Yaşam koçu kenarda oturup bilgece etrafına şunu, bunu yap demek değildir. Önce kendisinin yapmasıdır. Kişi kendisinin yapmadığı bir şey konusunda başkasına ne verebilir ve ne öğretebilir ki?

Bir hikaye sanırım bu durumu çok güzel özetliyor.

Bir kadın çocuğunu o çevrede sözü geçen, saygı gören bir bilgenin yanına götürmüş ve çocuğunun çok şeker yediğini, bırakması için ondan çocuğuna bir şeyler söylemesini istemiş. Bilge kadını dinledikten sonra “Şimdi gidin ve 21 gün sonra gelin.” demiş. Kadın gitmiş ve 21 gün sonra çocuğuyla beraber tekrar bilgenin karşısına çıkmış. Bilge çocuğa şekerin zararlarını ve bırakmazsa neler olacağını anlatıp şekeri bırakmasını tavsiye etmiş. Kadın bunun üzerine neden bunları ilk geldiği gün söylemediğini ve 21 gün beklettiğini sormuş. Bilgenin cevabı kısa olmuş. ” Çünkü önce benim şekeri bırakmam gerekiyordu.”

Çevrenizde görüyorsunuzdur, kendisi yapmadığı halde başkasından yapmasını bekleyenleri…

Seçim sizin. Önerim hangi konuda danışmaya ihtiyacınız varsa onu gerçekleştirene sormanızdır.

Bu bölümde bazı hikayeler yer almaktadır.

Listesini aşağıda göreceğiniz bu hikayeler benim hayatımda yol gösterici olmuştur. Size de etki göstermesini dilerim.

“21. Yüzyılın cahili, okuma yazma bilmeyen değil, öğrenemeyen, eskiden öğrendiklerinden gerektiğinde vazgeçemeyen ve yeniden öğrenemeyen olacaktır.”
Alvin TOFFLER
SEVGİSİZ HAYAT… ANLAMSIZDIR

Sevgisiz zeka, bizi küstah yapar.
Sevgisiz adalet, bizi dizginsiz yapar.
Sevgisiz diplomasi, bizi iki yüzlü yapar.
Sevgisiz başarı, bizi kibirli yapar.
Sevgisiz zenginlik, bizi haris yapar.
Sevgisiz uysallık, bizi hizmetkâr yapar.
Sevgisiz yoksulluk, bizi mağrur, aksi yapar.
Sevgisiz güzellik, bizi gülünç yapar.
Sevgisiz kudret, bizi zorba, despot yapar.
Sevgisiz çalışma, bizi köle yapar.
Sevgisiz sadelik, bizi değersiz yapar.
Sevgisiz yasa, kural, bizi tutsak yapar.
Sevgisiz siyaset, bizi bencil yapar.
Sevgisiz inanç, bizi bağnaz yapar.
SEVGİSİZ HAYAT… ANLAMSIZDIR
Benim görüşlerimi anlatan KOÇLUK YAZILARIM

(Okumak istediğiniz yazının üzerine tıklayınız)

1- Neden bazı insanlar inanılmaz derecede şanslıyken, diğerleri hak ettikleri olanaklara asla sahip olamaz?

2- Siz ve vizyon

3-Zayıf ve kuvvetli yönlerimiz

4- Öğretilmiş çaresizlik

5- Sıkıntılara şükretmek

6- Çaresizlik dönemleri

7- Kuşlar ve ada

8- Bir bilen daima vardır.

9-Ne tip lidersiniz?

10-İncitmeyecek kadar uzak, üşümeyecek kadar da yakın olabilmek…

11-Ceviz kabuğu

12-KAZANAN VE KAYBEDEN

13-SEVGİSİZ HAYAT… ANLAMSIZDIR

14-AĞZINIZDAN ÇIKAN KADERİNİZ OLUR

15-5 MAYMUN DENEYİ

KÜÇÜK HİKAYELER

1- YAŞAMIN FISILTISINI DİNLE

2- KÖYLÜ VE ERKEN KARAR VERMEK

3- ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİSİ

4- ÇALINMAYAN HAYALLER

5- HAYATI DEĞİŞTİRMEK

6- ÜSTÜN VE SEÇKİN KİŞİ OLMAK

7- RESSAM

8- DENEMEYİ GÖZE ALMA CESARETİ

9- HASTA

10-BAŞARININ SIRRI

11- PATATES YUMURTA VE KAHVE

12-İNSANI DÜZELTMEK

13-FARE VE TEHLİKELER

14-ÖN YARGILI MISINIZ?

15-İNSANIN 7 HALİ

16- SOKRATES VE 3 FİLTRE

17-ÇİN’Lİ KIZIN HİKAYESİ

18-KAVAK AĞACI İLE KABAK

19-KORKAK FARE

20-HAYVAN OKULU

21-YAŞAYARAK ÖĞRENMEK

22-OSMAN EFENDİ

23-SEKİZ DAKİKA

24-HIDIRELLEZ

KAZANAN VE KAYBEDEN

KAZANAN her zaman çözümün bir parçasıdır
KAYBEDEN her zaman problemin bir parçasıdır

KAZANAN her zaman bir programı vardır
KAYBEDEN her zaman bir özürü vardır

KAZANAN ”Bu işi senin için yaparım” der
KAYBEDEN ”Benim işim değil ki”

KAZANAN her sorunda bir çözüm görür
KAYBEDEN her çözümde bir sorun görür

KAZANAN Uzak ama yolu biliyorum” der
KAYBEDEN Yakın ama yolu bilmiyorum”

KAZANAN çakılların yanındaki çimeni görür
KAYBEDEN çimenin yanındaki çakılları görür

KAZANAN “Zor olabilir ama mümkün” der
KAYBEDEN “Mümkün ama çok zor”

KAZANAN konuşmak yerine yapar
KAYBEDEN yapmak yerine konuşur

KAZANAN ağlamak yerine çalışır
KAYBEDEN çalışmak yerine ağlar

KAZANAN beynini çalıştırır
KAYBEDEN çenesini….

3 Kasım 2016
3 Kasım 2016

Aromaterapi
Anti-aging
Aura ve çakralar
Ağır metaller ve zararlı kimyasallar
Beslenme
Detoks Nedir ?
Endokrinoloji
Glisemik indeks, glisemik yük ve insülin indeksi
Hücre membran potansiyeli
Hastalıkların ortaya çıkış nedenleri
HYSİOTRON Elektro Manyetik Alan kullanıldığı hastalıklar
İyileşme süreci
İnsan vücudunda Elektro manyetik alan bozan nedenler
İnsan büyüme hormonu
John Hopkins hastanesi kanser raporu
Kanser en çok neyi sever?
Kansere neden olan bir faktör
Kanser hücresinin beslenmesi
Meditasyon
Metabolizma
Major ozonterapi kimlere uygulanmaz?
Nefes terapisi
Organik
Organizma kirlenmesinin 7 aşaması
OZONTERAPİ
Ozonterapi endikasyonları (uygulama yapılan hastalıklar)
PHYSİOTRON Elektro Manyetik Alan tedavisi etkileri
PHYSİOTRON Elektro Manyetik Alan tedavisi sonuçları
PHYSİOTRON Elektro Manyetik Alan kullanıldığı durumlar
Su ve Tuz
Su-Yaşamın Gizemi
Son yıllarda hastalıkların artmasının nedenleri
Suyu kaynatarak temizlemek mümkün mü?
Su ile ilgili gerçekler ve bilinmesi gerekenler
Serbest radikaller
Sağlıklı beslenme
Sağlıklı nefes alma
Tuz sağlığa zararlı mıdır?

3 Kasım 2016

Daha ilkokulda iken doktor olmayı ve İstanbul Tıp Fakültesine gitmeyi planladığı için ailesi fakültenin olduğu yere yerleşmiştir. Vedide Baha Pars ortaokulunu ve Pertevniyal lisesini birincilikle bitirmiş ve yüksek bir derece ile İstanbul Tıp Fakültesini kazanmıştır. Bu sırada Deniz Kuvvetleri Komutanlığına askeri öğrenci olarak katılmıştır. Tüm öğrencilik yaşamında başarılı bir profil oluşturarak GATA tıp fakültesini de birincilikle bitirmiştir. Piyade okulunda piyade eğitimi aldıktan sonra Deniz Kuvvetleri personeli olarak meslek hayatına GATA Stajyer bölük komutanlığında başlamıştır. Samsun Sahra Sıhhiye okulunda, Etimesgut Zırhlı birlikler Komutanlığında eğitim almıştır. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı stajyer doktorları birincisi olarak kendi isteği ile TCG Cezayirli Gazi Hasan Paşa Komutanlığında göreve başlamıştır.

 

Daha sonra Almanyadan TCG Yavuz’u teslim almak için görevlendirilmiştir. Burada yangın, kurtarma, nakil üzerine eğitimler almıştır.
GATA Haydarpaşa Eğitim hastanesinde İç hastalıkları ihtisasını yapmış ve M.D. Anderson Cancer Centerde interferon kullanımı ile ilgili eğitim almıştır. Daha sonra Kasımpaşa Deniz Hastanesinde İç hastalıkları uzmanı olarak göreve başlamış ve Somaliye TCG Derya ile giden ilk Türk birliği içinde yer almıştır.

GATA Haydarpaşa Eğitim hastanesinde Endokrinoloji ihtisasına başlamış ve İstanbul Tıp Fakültesi Endokrinoloji kliniğinde de eğitim almıştır.

1995 yılında GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Endokrinoloji kliniğinde uzmanlık kadrosuna atanmış ve 1996 yılında doçent ünvanını kazanmıştır.

Özellikle obezite ve beslenme planları üzerinde çalışmalara başlamıştır. Şeker hastalığında magnezyum vb mineraller ile vitaminlerin etkilerini araştıran çalışmalar yaparken antioksidanlar ve eicosanoidler ile ilgilenmeye başlamıştır.

Dr. Barry Sears ve Cenegenics kliniğinden eğitim almıştır. Kasımpaşa ve Gölcük Deniz hastanelerinde Endokrinolog olarak çalışmış, daha sonra idari görevlerde bulunarak Dahili bölümler bölüm başkanlığını yürütmüş ve son olarak Gölcük Asker hastanesinden Baştabip yardımcısı görevindeyken Kd. Alb rütbesinde emekli olmuştur.

1999 yılından sonra ülkemizin güzide eğitim kurumlarından biri olan ve yenilikleri takip eden Yeditepe Üniversitesi Tıp fakültesinde misafir öğretim üyesi olarak Endokrinoloji derslerini vermiştir.

Sea blue histiositosiz adlı hastalığı Türkiye’de ilk defa tespit etmiştir. Önceleri Onkoloji alanında başladığı çalışmalarına daha Endokrinoloji ve Metabolizma alanındaki çalışmaları ile devam etmiştir. Bir çok ulusal ve uluslararası yazılı ve sözlü bildirileri ve yayınları mevcuttur.

Omega 3’ü uzun yıllardır kendisi de yüksek dozda kullanmakta ve bu konuda eğitim ve seminerler düzenlemektedir. Omega 3 ile başladığı bu çalışmalar sonucu anti-aging konusuna başlamış ve ABD de aldığı eğitimlerden sonra hormon modulasyonu yoluyla yaşlılığı durdurma ve sağlıklı zayıflama programları oluşturmuştur. Son 15 yıldır özellikle su ve vücut enerji bedeni ile ilgili çalışmalarda bulunmaktadır.

Tamamlayıcı tıbbı gözardı etmeden holistik tıp ilkeleri ile ”İnsanlar yediklerinden ibarettir” sözünü unutmadan beslenme planlarının insan sağlığı ve hastalıkların tedavisi üzerine etkilerini incelemekte ve tedavisi mümkün olmayan pek çok hastalığın uygun doğal ve organik gıdalar, fito besleyiciler ve mikronutrientler ile düzelebildiğini, sağlıklı ve yaşayan su içmenin sağlık için çok gerekli olduğunu seminerlerinde açıklamaktadır.

Aktif yaşamı herkese önermekte ve kendisi de spordan hoşlanmaktadır. Karatede siyah kuşak sahibidir. Sağlık ve denge problemlerinin çözümü için bisiklete binmeyi önerir.