Günümüzde en büyük sorunlardan birsinin iletişim sorunu olduğunu kabul ediyor musunuz?
Dil aslında iletişim aracı olması gerekirken ne yazık ki iletişimsizlik aracı olmuştur. Bir kişi bir şey söylerken beyninden geçen fikri karşı tarafa aktardığını düşünmektedir. Fakat gerçekte öyle mi olmaktadır?
Çoğu zaman karşımızdaki kişi geçmiş tecrübeleri, sahip olduğu bilinç, bilgi düzeyi ve inanca göre oluşturduğu ön yargılarını filtre olarak kullanmakta ve söylediklerimizin anlaşılamaması sorununa yol açmaktadır.
Yaşam koçluğunda da benzer bir durum karşımıza çıkabilir. Yaşam koçu kenarda oturup bilgece etrafına şunu, bunu yap demek değildir. Önce kendisinin yapmasıdır. Kişi kendisinin yapmadığı bir şey konusunda başkasına ne verebilir ve ne öğretebilir ki?
Bir hikaye sanırım bu durumu çok güzel özetliyor.
Bir kadın çocuğunu o çevrede sözü geçen, saygı gören bir bilgenin yanına götürmüş ve çocuğunun çok şeker yediğini, bırakması için ondan çocuğuna bir şeyler söylemesini istemiş. Bilge kadını dinledikten sonra “Şimdi gidin ve 21 gün sonra gelin.” demiş. Kadın gitmiş ve 21 gün sonra çocuğuyla beraber tekrar bilgenin karşısına çıkmış. Bilge çocuğa şekerin zararlarını ve bırakmazsa neler olacağını anlatıp şekeri bırakmasını tavsiye etmiş. Kadın bunun üzerine neden bunları ilk geldiği gün söylemediğini ve 21 gün beklettiğini sormuş. Bilgenin cevabı kısa olmuş. ” Çünkü önce benim şekeri bırakmam gerekiyordu.”
Çevrenizde görüyorsunuzdur, kendisi yapmadığı halde başkasından yapmasını bekleyenleri…
Seçim sizin. Önerim hangi konuda danışmaya ihtiyacınız varsa onu gerçekleştirene sormanızdır.
Bu bölümde bazı hikayeler yer almaktadır.
Listesini aşağıda göreceğiniz bu hikayeler benim hayatımda yol gösterici olmuştur. Size de etki göstermesini dilerim.
“21. Yüzyılın cahili, okuma yazma bilmeyen değil, öğrenemeyen, eskiden öğrendiklerinden gerektiğinde vazgeçemeyen ve yeniden öğrenemeyen olacaktır.”
Alvin TOFFLER
SEVGİSİZ HAYAT… ANLAMSIZDIR
Sevgisiz zeka, bizi küstah yapar.
Sevgisiz adalet, bizi dizginsiz yapar.
Sevgisiz diplomasi, bizi iki yüzlü yapar.
Sevgisiz başarı, bizi kibirli yapar.
Sevgisiz zenginlik, bizi haris yapar.
Sevgisiz uysallık, bizi hizmetkâr yapar.
Sevgisiz yoksulluk, bizi mağrur, aksi yapar.
Sevgisiz güzellik, bizi gülünç yapar.
Sevgisiz kudret, bizi zorba, despot yapar.
Sevgisiz çalışma, bizi köle yapar.
Sevgisiz sadelik, bizi değersiz yapar.
Sevgisiz yasa, kural, bizi tutsak yapar.
Sevgisiz siyaset, bizi bencil yapar.
Sevgisiz inanç, bizi bağnaz yapar.
SEVGİSİZ HAYAT… ANLAMSIZDIR
Benim görüşlerimi anlatan KOÇLUK YAZILARIM
(Okumak istediğiniz yazının üzerine tıklayınız)
3-Zayıf ve kuvvetli yönlerimiz
10-İncitmeyecek kadar uzak, üşümeyecek kadar da yakın olabilmek…
11-Ceviz kabuğu
13-SEVGİSİZ HAYAT… ANLAMSIZDIR
14-AĞZINIZDAN ÇIKAN KADERİNİZ OLUR
KÜÇÜK HİKAYELER
2- KÖYLÜ VE ERKEN KARAR VERMEK
7- RESSAM
8- DENEMEYİ GÖZE ALMA CESARETİ
9- HASTA
19-KORKAK FARE
20-HAYVAN OKULU
22-OSMAN EFENDİ
23-SEKİZ DAKİKA
24-HIDIRELLEZ
KAZANAN VE KAYBEDEN
KAZANAN her zaman çözümün bir parçasıdır
KAYBEDEN her zaman problemin bir parçasıdır
KAZANAN her zaman bir programı vardır
KAYBEDEN her zaman bir özürü vardır
KAZANAN ”Bu işi senin için yaparım” der
KAYBEDEN ”Benim işim değil ki”
KAZANAN her sorunda bir çözüm görür
KAYBEDEN her çözümde bir sorun görür
KAZANAN Uzak ama yolu biliyorum” der
KAYBEDEN Yakın ama yolu bilmiyorum”
KAZANAN çakılların yanındaki çimeni görür
KAYBEDEN çimenin yanındaki çakılları görür
KAZANAN “Zor olabilir ama mümkün” der
KAYBEDEN “Mümkün ama çok zor”
KAZANAN konuşmak yerine yapar
KAYBEDEN yapmak yerine konuşur
KAZANAN ağlamak yerine çalışır
KAYBEDEN çalışmak yerine ağlar
KAZANAN beynini çalıştırır
KAYBEDEN çenesini….