Akut tiroidit tedavisi: Etken bakteriye etkili antibiyotikleri vermek gerekir.
Subakut tiroidit tedavisi: Tedavide anti-tiroid ilaçlar fayda vermez. Zira bu ilaçlar yeni hormon yapımını engeller fakat kana karışan hormonlar üzerine etkili değildir. Hatta hastalığın ileri evrelerinde tiroid bezi içinde hormon kalmadığı için kan hormon düzeyleri düşer. Tedavide asetaminofen ve ileri olgularda kortizol kullanılır. Aspirin kullanımı tehlikelidir ve yakınmaları artırır.
Kronik tiroidit tedavisi: Hipotiroidi gelişen olgularda tedavide TSH supresyonu sağlamak için tiroid hormonu verilir. Fakat tedavide önerilen tiroid hormonu hastalığın nedenini ortadan kaldırmaz. Sadece son noktayı ve son nokta olan hipotiroidiye bağlı ardışık olayları düzeltir. Fakat hastalık olduğu gibi kalır. Hatta tedavi edilmediği için gittikçe ilerler.
Hashimoto aslında bir tiroid bezi hastalığı değildir. Etkisini tiroid bezinde gösteren bağışıklık sistemi hastalığıdır. Şöyle örnek verirsem durumu daha iyi kavrayacağınıza inanıyorum. Bağışıklık sistemi katil olsun, tiroid bezi de silah ile vurulan, maktul dersek durum daha iyi anlaşılır. Vurulan kişi ölmemişse hayatını sürdürmesi için gerekli tedavi yapılır ama onun yapacağı görevleri ömür boyu siz yapmaya çalışırsanız bu tedavi doğru mudur? Diğer yandan da katile hiç müdahale etmiyorsunuz. İşte bu bakış açısı ve zihin yapısı aslında tüm kaderimizi belirlemektedir. Bu nedenle tedavide önerilen tiroid hormonu hastalığın nedenini ortadan kaldırmaz. Sadece son noktayı ve son noktaya bağlı ardışık olayları düzeltir.
Ameliyat da çözüm değildir. Zira ameliyat da son noktada oluşan bir değişimi yok eder ama hastalık nedeni hala vücutta durmaktadır. Neden tespit edilip çözüme kavuşturulmadığı sürece hastalık ilerleyecektir.
Gerçek tedavi hastalığın ortaya çıkmasını sağlayan madde eksikliklerini CRS ile saptamak, ESG ve DSD ile vücudun durumunu inceleyip beslenme planını düzenlemektir. Physiotron tedavisi hücreleri düzenleyecektir. Bağışıklık sistemini düzenlemek için majör ve minör ozonterapi yapılırken gerekli mikrobesinleri de vermek gerekir.
Dereotu çok faydalıdır. Nitrik oksit, antioksidanlar, probiyotik ve prebiyotikler, magnezyum, E vitamini, CoQ10 ve çinko tedavide fayda sağlar. Ayrıca selenyum takviyesi ve omega-3 desteği de tedaviye eklenmelidir.