Aramak istediğiniz kelimeyi yazınız..
Ara ..

Kategori: Duyurular

3 Kasım 2016

Detoks programı sırasında toksinlerden arınırken neler hissedebiliriz?

İyileşme süreci esasında, bazen, kronik hastalıkların şiddetlenmesi görülebilmektedir. Hastalığın şiddetlenmesi üzerinden gelen iyileşme, deyim yerinde ise, gelecekteki elde edilecek sağlığın en sağlam habercisidir. Bu tür iyileşme sürecini hastalanma dönemi diye de adlandırabiliriz.

Burada önemli olan, bu dönemde korunmaktır. Acil durumlarda klasik tıbbi metotları da uygulanabilir. Özellikle bu durum, psikolojik yönden zayıf olan insanlar için geçerlidir. Çünkü hastalar korku duyarlar ve iyileşeceklerine olan inançları eksikse, korku ve süreksizlik,organizmaya zarar verebilir. Gerçi,insanların yaklaşık yarısında bu süreç ağrısız ve görünmeksizin geçer, fakat hastanın şiddetli ağrılar devresinden geçerek,sağlığına kavuşması da görülebilir. Bunlar:

  • sinirlerin uyarılması
  • deride oluşan kaşınma hissi
  • uyku bozukluğu veya aşırı uyuma isteği
  • üşüme hissi
  • vücut ısısını 38-39 dereceye kadar ısınması (özellikle akciğer hastaları)
  • kaslarda, kemik eklemlerinde ve kalın bağırsakta hissedilen ağrılarMevcut olan eski hastalıkların, biraz değişik şekilde şiddetlenmeleri
  • Ağızda bol miktarda tükürük oluşması, gözelin köşelerinden gözyaşları akması, burunda fazla miktarda sıvı oluşması (bazen irinlemeler)
  • Aşırı miktarda terleme
  • Kusma
  • İştahsızlık, bazen yemeye karşı tiksinti
  • Sinirlilik
  • İdrarın tuğla veya koyu kahverengi rengine dönüşmesi
  • Cinsel organlardan sıvı akması
  • Adet esnasındaki akan sıvının bollaşması veya adetin görülmemesi
  • Deri dökülmesi veya döküntü
  • İğne yapılan yerlerde ağrılar.
  • Vücuttan atılan sıvılar hepsi kanla karışık olabilir veya önceden alınan ilaçların kokusunu taşıyabilir.

· Reaksiyon süreci her hasta için birkaç haftadan birkaç aya kadar değişik bir süre devam eder: Süre vücudun direncine , hastalığın ilerleme seviyesine, genetik yapıya, aile ve iş ortamındaki duruma bağlıdır.

Bu programınızı oluşturmanızın nedenlerini açıklar mısınız?

Biz sağlıklı, kaliteli ve uzun yaşamı kendimize hedef olarak seçmişiz. İnsan hayatının anlamı – şuurunu ve ruhunu en azami seviyede pozitif olarak kullanmasıdır. Anlayarak ve kavrayarak bütün hastalıkların üstesinden gelmesi ve kendinde saklı olan bütün yaratıcılık potansiyelini kullanarak büyük bir insan olmasıdır.

Bu her insan ve bütün toplum için gerekli ve yararlı kişi olmak demektir. Gün gelecek ve her insan, karşısındaki insana yararlı olma isteği hissedecektir.

Sağlık ve uzun hayat ise, insanın duygusal, ahlak ve ruhsal anlamda yükselmesinde önemli yer tutan gereksinimlerdir.

Posted in Duyurular
3 Kasım 2016

Bu nedir diye mi düşünüyorsunuz? Ya da bu bir hastalıksa; “Daha önce hiç duymamıştım. Nereden çıktı bu?” diye mi düşünüyorsunuz? Evet… Bu bir hastalık…
İçinde bulunduğumuz 21.yy da hemen hemen bir çok insanın maruz kaldığı ama henüz ne olduğunu tam olarak anlayamadıkları bir sendrom.
Bu sendromun varlığını tespit ettikten sonra tedavisini de planladık. İlerde bu sendromu çok sık olarak duyacaksınız ve yeni çıktı zannedeceksiniz. Bu sendromu fark etmiyor olmamızın nedeni ise zihinlerin çaresizlik ile dolu olmasıdır. Çaresizlik duygusu zihin tarafından yeniliklerin fark edilmesini engeller.

Bu hastalığı kavramamız CRS ve ESG sayesinde mümkün olmuştur. Zira daha önce hastalıklar arasındaki ilişki yeterince sağlıklı kurulamıyordu. Her hastalık ayrı ayrı değerlendiriliyordu ve aralarındaki ilişki görülemiyordu. Sonuçta her organ ve hastalık ayrı ayrı tedavi edilmeye çalışılıyordu. Bu da hastalıkların ömür boyu süreceği gibi yanlış bir görüntü verilmesine neden olarak beyinlerdeki çaresizliği daha çok körükler.
Bu sendromda vücut sistemlerinin birbiriyle uyumsuz çalışması ve bir sistemdeki bozukluğun diğer sistemleri etkilemesi anlaşılmaktadır. Her geçen gün sıklığı artmaktadır.

Psikolojik sistemdeki sorunlar ve stres bağışıklık sisteminin çalışmasını etkilemektedir ve bu sırada hormonlar da etkilenmektedir. Bunların etkilendiği bir ortamda sinir hücrelerinin etkilenmemesi düşünülemez. Ya da sinir hücrelerinde bağışıklık sisteminin bozuk çalışması veya toksinlere bağlı harabiyet geliştiği zaman psikolojik sistem de bozulur. Psikolojinin bozulması vücudun hormon dengesini de değiştirir veya hormonların öncelikle bozulduğunu var sayalım. Bunu takiben psikolojik sistem ve bağışıklık sistemi bozulacaktır.

Arkasında sinirler de etkilenecektir.
Özetle bu 4 sistemin birlikte hastalandığı durumlar çok sıktır. Özellikle kendisinde tiroid hastalığı olduğunu düşünenlerde açıklanamayan bir çok bulgu ve rahatsızlık bu sendromun varlığını gösterir.
İnsan neyi aradığını bilmezse onu bulma yeteneğini de olamaz. O nedenle bu sendromu saptamak için öncelikle farkındalığımızı artırmamız gerekecektir.
Tedavide klasik yaklaşımlar yetersiz kalmaktadır. Öncelikle ve mutlaka PHYSİOTRON MAT yapılmalıdır. Ayrıca CRS ile saptanan eksiklikler tamamlanmalı ve arkasından ESG ile saptanan beslenme sistemi uygulanmalıdır. DSD ile organların durumu değerlendirilmelidir. Ayrıca çakra ve aura görüntüleme bedenimizin manyetik alanını ve duygularını gösterecektir. Hastalıkların tam olarak görülmediği anda bile enerji boyutundaki değişimler saptanabilmektedir. Radionik ve cellcom bir çok insanın yabancı olduğu çok etkin tedavi yöntemleridir. Fotonları kullanarak ışık tedavisi yapılabilir. Gerekirse globulie yapılır veya cisimlere de frekans yüklenebilir.

Posted in Duyurular